ASIL MUTLULUK...
17 Temmuz 2017, PazartesiTweet |
Lafını eder dururuz…
Mutlu olmayı kim istemez ki, diye…
Şöyle bir çevremize baktığımızda, hemen hemen herkesin mutluluğu aramak ve ona ulaşmak için çırpınıp durduğunu görmekte hiç zorlanmayız…
Ama hiç düşündünüz mü ki; bir insan en çok ne kadar sevinebilir ve ne kadar mutlu olabilir ve en önemlisi de bu hali ne kadar uzun sürebilir?
Acaba bir insan ne kadar korkusuz, yüksek moralli ve kendini tam güvencede hissedebilir?
Bunun dahası ve daha çoğu nasıl bir duygu olabilir?
Bu yazıyı okuyanların bir kısmının “saçmalama” dediğini duyar gibiyim…
Tamam, size göre saçmalıyor olabilirim…
Ama yine de, kendim için de olsa saçmalamaktan geri kalmaya niyetim yok.
Şöyle bir düşünelim ne olur…
Tarih boyunca biz insanlar, her şeyi mutlu olmak için yapmadık mı?
Tarih boyunca biz insanlar, önümüze hedefler koyup, ona ulaştığımızda mutlu olabileceğimizi hesaplamadık mı?
Peki mutlu olmak için yaptığımız birçok şeyin, başkalarının ızdırabına ve acısına dönüştüğünü görmedik mi?
Veya ulaştığımızda bizi mutlu edeceğini sandığımız şeyin, hiçbir şekilde bizi mutlu etmediğinin farkına varmadık mı?
Hatta ulaştıkça, mutluluk sandığımız şeyin bizden giderek uzaklaştığını ve tatminsizlik girdabına kapıldığımızı anlamadık mı?
Sizi bilmem ama ben, insanoğlunun gerçek mutluluğun ne olduğu konusunda ciddi bir cahillik yaşadığını düşünüyorum.
Bence gerçek mutluluk ‘gerçek’ olandır; gerçek olanı yaşamanın tadıdır…
Gerçek olan ise değişmeyendir…
Bizim yaşadığımız ve mutluluk olarak algıladığımız şeyler, tam bir yanılsamadır…
Tıpkı her şeyi unutup yaşadığımız, kendimizden geçtiğimiz, ötesini ve nereden gelip nereye gittiğimizi anlamadığımız dünyanın kendisi gibidir.
Asıl mutluluk ise ‘aramasını bilenler’ tarafından yaşanır.
Çünkü aramasını bilenler, bu dünyada neden bulunduğunu da keşfedendir.
Aramasını bilenler, yaşamın evrensel sırlarıyla birlikte, gerçek mutluluğun yolunu da bulandır.
Ve bana göre gerçek mutluluk, herkes gibi davranan, herkes gibi düşünen kimselerin değil, yolun gereği olan davranışın, duygu ve yüksek bilinçlere ulaşabilme becerisinin getirdiği 'farkındalık enerjisi' ile yaşama halidir.