Takip Et

SON DAKİKA

Av. Damla SEZEN
[email protected]

İŞÇİ HAK VE ALACAKLARINDA YENİ DÖNEM

22 Kasım 2017, Çarşamba

     

Değerli Okurlar;

 

Daha önce sizlere İş Mahkemeleri Kanunu’nun yürürlüğe gireceğinden ve bizleri “dava şartı olarak arabuluculuk” kavramıyla tanıştıracağından söz etmiştim. 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 24/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3 üncü, 11 inci ve 12 nci maddelerinde arabuluculuk kurumuna ilişkin düzenlemeler yapılmış olup bu hükümler 01/01/2018 tarihi itibariyle yürürlüğe girerek uygulanmaya başlanacak. Diğer yandan halihazırda uygulanmaya başlanan diğer maddeler de en az arabuluculuk kurumuna ilişkin maddeler kadar önem arz ediyor. Bu yazımda da bunlar üzerinde durarak kapsamlı ve esaslı değişikler öngören İş Mahkemeleri Kanunu’nun getirdiği diğer önemli değişikliklerden söz edeceğim.

 

Gazeteciler, Gemiadamları veya Borçlar Kanunu’na göre Hizmet Sözleşmesine tabi çalışanlar İş Mahkemelerinin görev alanına dâhil edilmiştir.

 

Önemli düzenlenmelerin başında bu meslek gruplarının da İş Mahkemeleri Kanunu’ndaki düzenlenmelere doğrudan tabi hale getirilmesi bulunuyor. Mülga 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’na göre yalnızca İş Kanunu uyarınca işçi sayılan kimseler ile işveren ve işveren vekilleri arasındaki uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinin görev alanına girmekteydi. Yeni 7036 Sayılı Kanun ile “5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına” bakmakla İş Mahkemeleri görevli kılınmıştır.

 

Sosyal Güvenlik Kurumu ve Türkiye İş Kurumlarının taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan davalar İş Mahkemelerinde görülecektir.

 

7036 Sayılı Kanun’un 5/b maddesinde sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde görüleceği belirtilmiş olup bu konuda idari yargının değil adli yargının görevli olduğu düzenlenmiştir. Ancak yapılan bu düzenlemeden idari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar istisna tutulmuştur.

 

İş Mahkemelerinin verdiği kararlara karşı sekiz gün içerisinde kanun yoluna başvurma süresinde ve sürenin başlangıç tarihinde değişiklik yapılmıştır.

 

Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 8. Maddesine göre; İş Mahkemeleri kararlarına karşı kararın tebliğ veya tefhiminden itibaren 8 gün içinde istinaf ya da temyiz yoluna başvurulabiliyordu. Yeni düzenlemeye göre kanun yollarına ilişkin olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun kanun yollarına ilişkin hükümlerin uygulanacaktır. Yani böylelikle İş Mahkemelerine özgü 8 günlük kanun yolu süresi iki hafta olarak değiştirilmiş ve bu iki haftalık sürenin mahkeme kararının taraflara tefhiminden yani yüzüne karşı okunmasından itibaren değil yalnızca Mahkemece çıkarılacak tebligatın tarafa tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağı düzenlenmiştir. Ancak bu düzenlemenin Kanun’un yürürlük tarihi olarak 24/10/2017 tarihinden sonra verilecek Mahkeme kararları için geçerli olduğunun altını çizmek gerekiyor.

 

Dava değeri miktarına göre yapılan istinaf-temyiz ayrımı kaldırılarak birçok iş davası türünde verilen kararlara karşı Yargıtay’a temyiz yolu kapanmıştır. Bu kararlar istinaf aşamasında kesinleşecektir.

 

Yargıtay yerine istinaf yolunda kesinleşecek kararlara örnek olarak 4857 sayılı Kanunun 20’nci maddesi uyarınca açılan fesih bildirimine itiraz davaları ile işçiye verilen disiplin cezalarının iptali davaları sayılabilecektir.

 

Yani iş akdi geçerli bir sebep olmaksızın feshedilen işçi; fesih bildiriminin kendisine tebliği tarihinden 1 ay içerisinde arabulucuya başvuracak, arabuluculuk faaliyeti ile anlaşmaya varılamaması halinde anlaşamama tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde de iş mahkemesinde dava açacaktır. İş Mahkemesince verilen bu karara karşı Bölge Adliye Mahkemelerine istinaf başvurusunda bulunabilecek ancak Bölge Adliye Mahkemelerince verilen karara karşı Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunulamayacaktır.

 

İşe iade davalarında işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre tazminatları Mahkeme kararında parasal değer olarak gösterilecektir.

 

Mahkemece feshin dayandığı sebebin geçersiz olduğuna karar vermesi yani işçinin işe iade talebinin kabul olması halinde; işçinin işe başlatılmaması halinde işverence ödenecek işe başlatmama tazminatı ve Mahkeme kararının kesinleşmesine kadar işçinin çalıştırılmadığı süre için boşta geçen süre tazminatı ile ücret ve diğer hakları, işçinin dava tarihindeki ücreti esas alarak parasal olarak Mahkemece belirlenecektir. Daha önceki düzenlemeler gereğince bu tazminat tutarları hüküm kısmında bu ücret ay esaslı olarak (en az dört ay- en çok sekiz ay olmak üzere) belirleniyordu. Bu nedenle ay esası üzerinden belirlenen tazminatların parasal tutarının tespiti ve tahsili yeni bir dava açılmasına gerek duyuluyordu. Bu gereklilik yeni düzenleme ile ortadan kaldırılmıştır.

 

Tazminat alacaklarında zamanaşımı süresi 5 yıl olarak düzenlenmiştir.

 

Özel bir düzenleme bulunmaması nedeniyle İş Kanunu’ndan kaynaklanan tazminat taleplerinde genel zamanaşımı olan 10 yıllık süre kabul ediliyordu. Yeni düzenleme ile İş Kanunu’na bu hususta madde eklenerek; yıllık izin ücreti, kıdem-ihbar tazminatında, kötüniyet tazminatında, ve eşit davranma ilkesine aykırı davranılmasından kaynaklanan tazminatta zamanaşımını 5 yıl olarak düzenlenmiştir. Daha önceye dayanan alacak talepli Mahkemece reddolabilecektir.

 

Yukarıda değindiğimiz değişlikler aslında tümüyle iş hukuku uyuşmazlıklarındaki yargı yükünü azaltmayı ve uyuşmazlıkların daha kısa sürede çözümlenmesini amaçlamaktadır. Türkiye’de yargılamaların uzun sürdüğü ve bu sürüncemenin hem devleti hem de tarafları mağdur ettiği bir gerçektir. Yeni düzenlemelerin bu yargı yükünü bir nebze de olsa azaltacağını düşünmekle; sonucunda adaletin terazisinin doğru ve haklı yöne eğilmesini dilerim.

 

Adaletin güneşi hep üzerinizde olsun!