6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun Resmi Gazete'de yayınlanmasından bu yana 2 yılın üzerinde zaman geçti. Kanunun en önemli özelliği, daha önce 4857 sayılı İş Kanunu'nda bir kaç maddede gördüğümüz iş güvenliği konularını temel alan müstakil bir kanun olarak yürürlüğe girmesidir. Çalışan sayısına bakılmaksızın tüm çalışma dünyasına hitap eden kanun ile görev, sorumluluk ve yükümlülükler yeniden düzenlendi, iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi ile çalışma zorunluluğu başladı, cezalar arttı, önlem odaklı yaklaşımın ve iş güvenliği konusunun bir kültür olarak oturması gerekliliği konuşulur oldu.

2 yılda alınan mesafeye baktığımızda, iş güvenliği algısının gün geçtikçe arttığını, birçok platformda konuşulduğunu, devlet ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla seminer, konferans ve zirveler düzenlenerek sektöre hizmet eden iş güvenliği profesyonelleri ile hizmet alan firma yetkililerinin bilgi ve deneyim kazandığını, fakat bunların yanında iş kazalarının azalmadığını görüyoruz. Hedefinde "iş kazalarının olmadığı bir çalışma ortamı yaratmak" olan iş güvenliği konusunda çok daha fazla yol almamız gerektiğini, bu konunun bir kültür olarak oturmasının şart olduğunu her platformda dile getiriyoruz.

2 yıldır Çalışma Bakanlığı'nın hedefinde, kanunun gerekliliklerini yerine getirecek iş yerleri için yeter sayıda iş güvenliği uzman ve hekimlerini eğitip sertifika alması var. Bunu sağlayabilmek için uzman olabilecek meslek grupları arttırıldı, A ve B sınıfı uzman yetersizliği için geçen yıl Torba Yasa'da nerede çalıştığına bakılmaksızın ödenmiş sigorta prim gün sayısına göre yükseltme sınavları yapıldı, yine geçen yıl yayınlanan aynı Torba Yasa'da çalışma saatleri düşürülerek çok daha fazla işyerine bakma olanağı sunuldu. Yetersiz olduğu düşüncesi devam ediyor ki son müfettiş denetlemelerinin bazılarında uzman ve hekim ile yapılan sözleşmelere bakılmıyor veya üzerinde durulmuyor. Ama diğer bir yandan iş arayan bir çok iş güvenliği uzmanı arkadaşımız olduğu gibi, iş kazaları sonrasında iş güvenliği uzmanlarının tutuklandığı haberini alan birçok sertifika sahibi arkadaşımız da bu alanda çalışmak istemiyor. Sertifikayı aldıktan sonra bu işin piyasalaştığını ve amacından saptığını görüp çalışmayanlar da var, "bir kenarda dursun belki ileride lazım olur" diyen de, okulundan mezun olduktan sonra mesleği yerine iş güvenliği uzmanlığını tercih eden de. Aslında başlı başına bir meslek oldu bu iş. 100 binin üzerinde üyesi olan bir meslek. Çok yakında sayı 200 bini bulacak.

Birçok disiplinden üyesi olan ve artık meslek olarak tabir ettiğimiz bu birliğin bir meslek odası yok maalesef. Ortak sorunların paylaşıldığı, mesleki gelişimler adına birçok adımın atıldığı platformlar şimdilik ulusal ve yerelde faaliyet gösteren dernekler oldu. Bu derneklerden bazıları;

Tüm Türkiye'de faaliyet gösterenler: İSGDER, İSAG, İSGHEDER, İşyeri Hekimleri Derneği

Yerel çapta faaliyet gösterenler : BİGDER (Bursa), İSGÜDER (İzmir), BAİGDER (Balıkesir), İGUDER (Adana), MERİSGUD (Mersin)

Son olarak Aydınımıza, İSGÜMDER adında bir dernek kuruldu. Benim de yönetim kurulunda bulunduğum dernek, yerelde başlayıp Türkiye geneline yayılmayı hedeflemektedir. Aydın başta olmak üzere İş Güvenliği Uzmanları ve İşyeri Hekimlerini derneğimize üye olmaya çağırıyorum. Dernek çatısı altında yapacaklarımızı ve yaptığımız dernek faaliyetlerimizden ilerideki yazılarımda zaman zaman yer vereceğim.

İş kazasız bir hafta dileğiyle...

"Geçtiğimiz Haftanın Bazı Önemli İş Güvenliği ve İş Kazası Haberleri:"

7 Kasım 2014 : Manisa’nın Soma ilçesinde, İmbat Madencilik'te geçirdiği iş kazasında sağ işaret parmağından yaralanarak iş göremez hale gelen ve işten atılan Recep Kocabıyık, Soma İş Mahkemesi’nde açtığı davayı kazandı.

5 Kasım 2014 : Kahramanmaraş'ta inşaatta çalışırken 12'nci kattan başına briket düşen 34 yaşındaki Hüseyin Açıcı ve 6'ncı katta kalıp çakarken bastığı suntanın kırılması sonucu asansör boşluğuna düşen 42 yaşındaki Seyfi Çil adlı işçiler yaşamını yitirdi.

4 Kasım 2014 : Kocaeli'ndeki bir tersane inşaatında, taşeron işçi olarak çalıştığı sırada beton pompası hortumunun patlaması sonucunda 7 metre yükseklikten düşerek felç geçiren Şaban Öztürk, 8 yıllık hukuk mücadelesinin ardından faizleriyle birlikte 1 milyon 650 bin TL tazminat kazandı.

4 Kasım 2014 : Ankara'da çalıştıkları marketin bodrum katına inmek için yük asansörüne binen 4 işçi, asansörün 2 kat aşağı düşmesi sonucunda iş kazası geçirerek yaralandı.

3 Kasım 2014 : Denizli'nin Buldan ilçesinde 27 Eylül 2104 tarihinde çalıştığı kum ocağında kamyonun üzerine branda çekerken düşerek yaralanan şoför, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.