Takip Et

SON DAKİKA

Koronavirüsün şifası doğada mı?

30 Mart 2020, Pazartesi 16:07

     


Dağ kekiği yağının koronavirüsün bulaşıcılığını önleyebileceği, hastalanan kişilerin tedavisini hızlandırabileceği iddia edildi. Kekik yağı ve benzeri uçucu yağların yüzey temizliğinde dezenfektan olarak da kullanılabileceği belirtildi.

tvDEN’de yayınlanan Gazeteci Mehmet Aydın’ın hazırlayıp sunduğu Gündem Özel programına konuk olan Ruhsal Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Anıl, Aydın ve Ege’nin dağlarının adeta bir ecza deposu olduğunu söyledi. Anıl, dağ kekiği yağının koronavirüsün bulaşıcılığını azaltabileceğini, hastalık bulaşmış kişilerde de tedavi edici özellikleri olabileceğini savundu. Prof. Dr. Anıl, “Devletimiz bu konuda bilim insanlarımızı harekete geçirmeli, gerekli desteği sağlamalı ve kekik yağı gibi uçucu yağların solunum yoluyla bulaşan hastalıkları önleme ve tedavisinde kullanılıp kullanılamayacağı ortaya konmalıdır” dedi.

“AİLEMDE DENEDİM”

Saf kekik yağının çok etkili bir mucizevi şifa kaynağı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ayhan Anıl, “Ben Almanya’da yaşıyorum. Ruhsal bilimler uzmanıyım. Benim alanım değil ama ailemde ve bazı hastalarımda kekik yağının etkilerini deneyimledim. İnanılmaz sonuçlar aldım. Kendim de düzenli olarak kekik yağı kullanıyorum. Bu bize doğanın bir armağanı. Bizim Bozdoğan’ın köylerinde insanlarımız dağlardan topladıkları yaban kekiğini kaynatıp suyunu ve yağını çıkarıyor. Bu bir şifa kaynağıdır. Kekik suyu da faydalıdır ama kekik yağının kana karışması sağlanırsa, sadece koronavirüs değil birçok hastalığa karşı vücudu dirençli hale getirilebilir” dedi.

NASIL KULLANILMALI?

Kekik yağının nasıl kullanılması gerektiği konusunda da bilgiler veren Prof. Dr. Anıl, “Saf kekik yağı çok keskindir. Kesinlikle doğrudan ağız yoluyla alınmamalı yoksa yakar ve ağızda ve boğazda tahribata yol açabilir. Zeytinyağıyla inceltilerek de kullanılabilir. Ben bir çay kaşığı çam balına bir damla kekik yağı dökerek sabah akşam aç karnına alıyorum. Dileyen bunu reçelle de veya kesme şekere damlatarak da kullanabilir. Çocuklarda günde bir kez kullanılmasının yeterli olacağı düşüncesindeyim. Uzun süre kullanılmasında bir sakınca olduğunu düşünmüyorum. Ben koronavirüs tehlikesi geçene kadar sabah akşam günde iki kez bu şekilde kullanacağım. Fakat bazı rahatsızlıkları olanlar mutlaka hekimlerine danışarak bunu kullanmalı. Tansiyona etkisi olup olmadığı gözlenmeli” diye konuştu.

“ETKİLİ BİR İLACA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR”

Kekik yağı ve doğada bulunan ürünlerden elde edilen benzeri uçucu yağların koronavirüs tedavisine karşı ilaç ve aşıya dönüştürülebileceğini de söyleyen Prof. Dr. Ayhan Anıl, “Ben bu konuda tüm yetkilileri göreve davet ediyorum. Devletimizin desteği ile üniversitelerimiz, bilim insanlarımız harekete geçmeli. Tüm dünya bu virüse karşı ilaç geliştirmeye çalışırken biz de boş durmamalıyız. Kekik yağının viral yolla bahsettiğim şekilde kullanımıyla koronavirüsün bulaşıcılığı benim deneyimlerime göre yüzde 90’a kadar azaltılabilir. Fakat bunun hastalığın tedavisinde de kullanılması için bilimsel çalışmalar yapmalıyız. Belki bu mucizevi ürünle ülkemizde koronavirüsü tedavi edebiliriz. Geliştireceğimiz etkili bir ilacı tüm dünyaya da sunabiliriz” dedi.

“GÖNÜLLÜ OLARAK GÖREV ALMAYA HAZIRIM”

Öte yandan Türkiye’de koronavirüse karşı uygulanan tedbirleri de değerlendiren Prof. Dr. Ayhan Anıl, “Hükümetimizin başından beri aldığı kararları ve uyguladığı tedbirleri yerinde buluyorum. Bazı yanlışlar ve eksiklikler muhakkak olabilir ama ülkemizde bu virüse karşı etkin bir mücadele yürütülmektedir. Toplumumuzun da alınan kararlara ekseriyetle riayet etmesi memnuniyet vericidir. Örneğin ben vakaların hangi şehirlerde görüldüğünün açıklanmamasını sosyolojik açıdan çok doğru buluyorum. Bunu bilmesi gerekenler zaten biliyor. Toplumun tümünün bilmesi de gerekmiyor. Evde kalmamıza yönelik tedbirler ve ticari hayatın durması birçok ruhsal problemi de beraberinde getirebilir. Var olan ruhsal sıkıntıların açığa çıkmasına neden olabilir. Bunun için bir tele terapi televizyon kanalının kurulmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Bu kanalda uzmanlarımız iş kaygısı, ekonomik kaygı, gelecek kaygısı, sınav kaygısı yaşayan insanlarımıza tavsiyelerde bulunabilir. Birlikte yaşamanın yol açabileceği aile içi çekişme ve şiddeti önleyebilecek terapiler uygulanabilir. Bu sadece tele terapi kanalıyla değil, yerelde de yapılabilir. Ben sayın Aydın Valimizin bu konuda vereceği bir görevde gönüllü olarak çalışmaya, sorumluluk üstlenmeye hazırım. Toplumumuzu bir yandan virüse karşı korurken bir yandan da ruh sağlığını muhafaza etmeliyiz” diye konuştu.

“DOĞAL TEDAVİLER KAYIT ALTINA ALINDI”

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Buharkent Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mesut Kırmacı da hastalıklara karşı doğal tedavi yöntemlerinin tarih boyunca kullanıldığını belirterek, “Hemen her inanışta toplu ibadetlerde tütsü geleneği vardır. Aslında bu bir önleyici yöntemdir. Doğadaki bir çok ürün tarih boyunca tedavi amaçlı kullanılmıştır. Hatta son dönemde Tarım ve Orman Bakanlığımız Anadolu’da, kırsalda kullanılan doğal ve geleneksel tedavi yöntemlerini kayıt altına aldı. Bu bilgiler henüz toplumla paylaşılmadı ama bir envanter oluşturuldu. Bilimsel bir temele dayanmadan kekik yağının veya benzer uçucu yağların koronavirüs ya da diğer rahatsızlıklara karşı iyi geldiğini söylemek doğru olmaz. Fakat şu bilinen bir gerçek ki bu tür bitkilerin rahatlatıcı ve bakteri öldürücü özellikleri vardır. Örneğin evde yüzey temizliği yapan kadınlarımız temizlik suyuna birkaç damla kekik yağı veya lavanta yağı eklerlerse bunun hem ferahlatıcı bir kokusu olur hem de o suyun dezenfektan özelliğini artırmış olurlar. Okulumuzun yöremizdeki tıbbi ve aromatik bitkiler ile ilgili çalışmaları var. Bu ürünlerin ekonomiye kazandırılması için de yöre halkımızı teşvik ediyoruz. Oluşturduğumuz kekik bahçemizde ilk hasadımızı bu yaz yapacağız ve kendi kekik yağımızı üretmiş olacağız” dedi.

“ALKOLSÜZ DEZENFEKTAN ÜRETİYORUZ”

Buharkent Belediyesi’nin destekleriyle alkolsüz dezenfektan ürettiklerini de belirten Prof. Dr. Kırmacı, “Şu an kendi laboratuarımızda çok düşük maliyetle alkolsüz dezenfektan üreterek bize bu konuda destek olan Buharkent Belediyesi’nin ve üniversitemizin Tıp Fakültesi ve Diş Hekimliği Fakültesi hastanelerinin ihtiyacını karşılıyoruz. İmkan sunulması ve gerekli desteğin sağlanması halinde daha yüksek miktarlarda üretim yapabilecek seviyeye gelebiliriz. Piyasada 50-60 liraya satılan dezenfektanın bizdeki üretim maliyeti kuruşlar düzeyinde” diye konuştu.

“ARI ÜRÜNLERİ DE ETKİLİ OLABİLİR”

Programa telefonla katılan Nöroloji Uzmanı, Fitoterapist ve Apiterapist Dr. Esra Akyüz de kovid-19 tedavisinde arı ürünlerinden de faydalanılabileceğini söyledi. Dr. Akyüz, özellikle propolis ve arı zehrinin bağışıklığı güçlendirici özellikleriyle koronavirüsün bulaşıcılığının azaltılabileceğini ifade etti. Akyüz, son dönemde geleneksel tamamlayıcı tıp uygulamalarının öneminin anlaşıldığını fakat bu konudaki çalışmaların yeterli olmadığını belirterek, “Artık hekimlerimizin de bağışıklığı güçlendirici yöntemlere kapılarını ve gönüllerini açmaları gerekiyor. Çünkü tebabet bir bütündür. Umarım bu yaşadıklarımız bizim için hayırla sonuçlanan bir şer hadisesi olur” dedi. (ERDAL AYDIN) 

 

EN ÇOK OKUNAN HABERLER

Aydın’da koronavirüs can aldı

Kuşadası Dilek Yarımadası Milli Parkı kapılarını kapattı

Aydın’da tarım işçilerine koronavirüs tedbiri

Aydın'da korona önlemleri

 

HABER VİDEOLARI






 
Son Eklenen Haberler