Fizyoterapist Sinem Baştürk, “Koronavirüs sürecinde sırt, kas ve eklem ağrılarının çok görüldüğü yönünde her yerde tabi ki duyduk. Tüm enfeksiyon hastalıklarında, viral enfeksiyon rahatsızlıklarında biz bu kas ve eklem ağrılarını çekiyoruz. Bu hastalıkların kas ve kemiklerde iltihaba yol açmasından dolayı bu ağrılar kaynaklanıyor” dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Fizyoterapist Sinem Baştürk, tvDEN ekranlarında hafta içi her gün yayınlanan Gazeteci Emin Aydın’ın hazırlayıp sunduğu Emin Aydın’la Baş Başa’nın konuğu oldu. Baştürk, Fıtık rahatsızlığını geçiren hastaların uzman bir fizyoterapist rehberliğinde Postür eğitimi almaları gerektiğini söyledi.

“FITIK, BOY VE BEL BÖLGEMİZDE DAHA FAZLA GÖRÜLEN BİR RAHATSIZLIK“

Fıtığın bel ve boy bölgelerinde daha fazla görüldüğünü belirten Baştürk, “Fıtık bizim boy ve bel bölgemizde daha fazla görülen bir rahatsızlık. İki tane omurgayı alt ve üstlü şekilde düşünebilirsiniz, arasında disk dediğimiz bir yapı var. Bu disk absorbe yani sürtünme yapıyor, iki kemik arasında bulunan bir yapıdır diskimiz. Bu diskin, sinire yani omurga kanalına taşıpta omurilik ve sinire basınç yapmasıyla fıtık ortaya çıkıyor. Boyun fıtığı ani travmalar ile oluştuğu gibi bizim zeytin, incir toplayanlarımızda boynun sürekli aynı pozisyonda yukarıya doğru hareket etmesiyle oluşuyor. Masa başında çalışanlarda ise telefon ya da bilgisayar kullanımında görülüyor. Ani travmalar ile karşılaşanlar, trafik kazası geçirenler, omurgaya binen aşırı stres yükünden kaynaklı da oluşabiliyor. En önemlisi de boyun ve sırt bölgesi kaslarının kuvvetsizliğinden kaynaklanabiliyor. Bel fıtığı da yine harekete bağlı oluşabilen bir rahatsızlıktır. Öne doğru eğilme, ağır yük kaldırma durumlarında ortaya çıkabiliyor. Biz tez canlı olduğumuz için hızlı bir şekilde kaldırıyoruz. Aslında kaldıracağımız eşyaları vücudumuza yakın tutup kaldırmamız gerekiyor. Travmalar, yanlış duruşlar, çok uzun süre oturma ve çok uzun süre ayakta kalma durumlarında yine bel fıtığı ile karşılaşabiliyoruz. Fizik tedaviyle ilgili her rahatsızlıkta kilo vermemiz bizim için çok büyük bir fayda sağlayacaktır” dedi.

“CERRAHİ MÜDAHALE NOKTASINA GELENE KADAR BÜTÜN UYGULAMALARI YAPIYORUZ”

Cerrahi müdahaleye gerek kalmadan fıtıkla baş edebilmenin mümkün olduğunu söyleyen Baştürk, “Cerrahi müdahaleye gerek kalmadan fıtıkla baş edebilmemiz mümkün. İlk başta cerrahiye kadar olan noktada biz elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Egzersiz açısından söyleyebilirim. Biz bütün uygulamaları yapıyoruz, kuvvetlendirme açısından germe egzersizleri, kuvvet ve esneme egzersizleri çok önemli bu hastalarda. O yüzden bunları biz cerrahiye gelene kadar uyguluyoruz ve ondan sonra en son aşamada onun belli belirtileri oluyor, tabi ki o durumlarla karşılaştığımızda cerrahiyeye yönlendirmiş oluyoruz. Egzersiz olarak boyunda rahatlatma açısından yukarıya doğru çekme, beli ayaklardan aşağıya doğru çekme, buna biz traksiyon diyoruz. Bunu bilmeyen yani bunun eğitimini almamış kişilerin yapması tabi ki doğru değil. Sık sık yapılan parmak ve boyun kıtlatmanın zararı da yok faydası da. Bizim yapmış olduğumuz uygulamalar bilimsel yani bildiğimiz ve rahatlatıcı yöntemler olduğu için bu uygulamaları yapıyoruz. Belirli bölgelere ve kemikler arasına yaptığımız bu uygulamaların faydasını görüyoruz” diye konuştu.

“FITIK RAHATSIZLARINDA POSTÜR EĞİTİMİ ALMAK ÇOK ÖNEMLİ”

Fıtık rahatsızlıklarında Postür eğitimi almanın önemine dikkat çeken Baştürk, “Fıtık daralması ise omurga dediğimiz bağlar, kemikler ve bunları olduğu yapıların sinirlerin normalde olduğundan fazla genişlemesi durumudur. Sinirlerin bağların kalınlaşıp kanalı daraltması şeklinde oluşan belirtilerdir. Kanal daralmasının tedavisi ise yine ağır kaldırmama, kilo verme, tekrar eden hareketlerden kaçınma, uzun süre ayakta durmaktan kaçınma, yani hasta eğitimi bizde çok önemli. Bu kanal daralması komple yine omurgayla alakalalı bir durum. Bunda hasta eğitimine biz çok önem veriyoruz. Hastaların bel fıtığı, boyun fıtığı ve kanal daralması olan durumlarda nasıl davranacaklarını, nasıl duracaklarını, hangi egzersizleri yapacaklarını doğru bir şekilde anlatmak ve anlamaları çok önemli. Aslında ilk başta postür eğitimi almak çok önemli. Tanıdığınız ya da yakınınızda olan bir fizyoterapiste gidip konuşabilirsiniz bu konu hakkında. Ya da gidip bir Postür değerlendirmesi yaptırabilirsiniz. Skolyoz gibi omurga rahatsızlıklarımız var bunlarında bakıldığı çocuklarda, özellikle genç yaşlarda var mı, yok mu? diye değerlendirmelerin yapıldığı gibi birçok çalışma var. Aynı şekilde gelip te Postür değerlendirmelerini yaptırtabilirler. Bununla ilgili çalışmalar ve egzersizler uygulanabilir” dedi.

“YAŞIN İLERLEMESİ KİREÇLENMEYİ ARTTIRIYOR”

Kireçlenmenin daha çok elli yaş üstünde görüldüğünü ifade eden Baştürk, “Kireçlenmeyi biz daha çok 50 yaş üstünde görüyoruz. Bu rahatsızlık el, diz ve kalça omurgayı daha çok etkileyen bir rahatsızlık olarak söyleyebiliriz. Eklem kıkırdağının aşınması şeklinde ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Yani yapısında bozulma oluşuyor, bununla birlikte kemiğin yapısında bozulma ve ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açıyor. Kireçlenme dediğimiz rahatsızlık aslında bu. Yaşın artmasıyla birlikte bu rahatsızlığın meydana gelmesi artıyor. Kalıtımsal bazı faktörler bu durumu etkiliyor. Kendimizi yıprattığımız için ve o bölgede oluşan yıpranmayla birlikte kireçlenme oluşuyor. Fazla hareket yıpratmaz ama o bölgede yaşın artması ve kalıtımsal faktörler neden olabiliyor. Bel fıtığı ya da diz kireçlenmesi dediğimiz rahatsızlıklar var, bu bölgedeki kasları kuvvetlendirmemiz lazım. Örneğin biri tarlada çapa yapıyor, belinde ağrı oluşuyor diyelim karın bölgesi kaslarını, sırt bölgesi ve bel bölgesi kaslarını güçlendirdiğinde ağrıları azalacaktır” dedi.

“KORONAVİRÜSÜ GEÇİREN HASTALARDA KAS VE EKLEM AĞRILARI GÖRÜLEBİLİYOR”

Koronavirüs geçiren hastalarda kas ve eklem ağrılarının hastalığın ağırlığına göre değiştiğini vurgulayan Baştürk, “Koronavirüs sürecinde sırt, kas ve eklem ağrılarının çok görüldüğü yönünde her yerde tabi ki duyduk. Tüm enfeksiyon hastalıklarında, viral enfeksiyon rahatsızlıklarında biz bu kas ve eklem ağrılarını çekiyoruz. Bu hastalıkların kas ve kemiklerde iltihaba yol açmasından dolayı bu ağrılar kaynaklanıyor. Solunum yolu sıkıntısı olmayan ya da kovid dönemini daha hafif geçiren kişilerde biz bu ağrıların birkaç gün sonra geçmesini bekliyoruz. Hastalığı ağır geçirenlerde ise solunum zorluğu geçirenler aktif harekette bulunamayan hastalarda hastalığın geçmesinden sonraki iki üç hafta içerisinde bu ağrıların bitebileceğini söyleyebiliriz. Koronavirüsü hafif geçiren kişiler ev içi egzersizlerde bulunabilirler. Sıcak duş yapabilirler onun haricinde yatak istirahati yapabilirler. Özellikle ısınmanın takibinde egzersizleri yapmaları gerekiyor. Biz egzersizlere başlayın diyoruz ama egzersize ısınmayla başladıktan sonra gevşeme ve esneme egzersizleri sonra ise soğuma periyodunun takip ettiği bir egzersiz programının yapılması lazım” açıklamasında bulundu. (AYHAN BOĞATARAN)