Hiç beklenmedik bir anda ortaya çıkan ve ani ölümlere neden olabilen aort anevrizması, 50 yaşın üzerinde uzun yıllar sigara içmiş erkelerde daha sık görülüyor.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Aort anevrizması hakkında konuşan Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hasan Güngör ve Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tünay Kurtoğlu, hastalığın özellikle 50 yaşın üzerinde uzun yıllar sigara içmiş erkelerde daha sık görüldüğü belirtti.

Aort anevrizmasının ortaya çıkma riskinin; hipertansiyon hastalıklarında ve genetik yatkınlığı olanlarda daha da arttığına vurgu yapan Doç. Dr. Hasan Güngör, “Aort, kalpten çıkan ana atardamarımızdır ve vücudumuza oksijenlendirilmiş kanı taşıyan en büyük damardır. Anevrizma, aort atardamarının normal çapından daha fazla balonlaşma şeklinde genişlemesidir. Anevrizma, vücudun her bölgesinde olabilir ve bütün aortu kaplayabilir. Hastalığa yakalanan kişilerde, göğüs ağrısı, sırt ağrısı, ses kısıklığı, çabuk yorulma, karın bölgesinde ağrı ve titreşim hissi gibi belirtiler gözlemlenir. Anevrizma eğer ameliyat sınırında değil ise periyodik olarak ultrason veya tomografi ile takip edilir. Aynı zamanda tuz kısıtlaması yapılarak, tansiyon ve nabız düşürücü ilaçlar başlanır” dedi.

“HASTALIĞI İNCELEYEREK TEDAVİ ŞEKLİNE KARAR VERİYORUZ”

Anevrizmanın belirli bir sınıra ulaştığında ameliyata ihtiyaç duyulabileceğini belirten Doç. Dr. Tünay Kurtoğlu, “Ağrı ya da komşu organlarda baskıya yol açan ya da belirli bir büyüklüğün üzerine ulaşan veya hızlı büyüme gösteren anevrizmalarda müdahale gerekmektedir. Burada yapılacak olan müdahalelerden birisi açık ameliyatla hastalıklı bölgenin çıkartılarak suni damar ile değiştirilmesidir. Diğer bir yöntem de kapalı ameliyat olarak tarif edebileceğimiz bizim ‘endovasküler’ olarak adlandırdığımız tedavi yöntemdir. Bu yöntemde anjiyografi eşliğinde kasıktaki ya da koldaki atar damarların içinden girilen cihazlarla balonlaşan damarın içi, hastalıklı bölge, kan dolaşımı dışında kalacak şekilde suni damar ile kaplanmaktadır. Hangi hastada hangi tedavinin uygun olduğuna, hastanın muayenesini yapıp şikayetlerini dinleyerek ve hastalıklı bölgenin ameliyat öncesi yapılan görüntüleme tetkiklerini inceleyerek karar veriyoruz” dedi.

OYA AYDOĞAN BU HASTALIKTAN HAYATINI KAYBETMİŞTİ

Doç. Dr. Kurtoğlu, sözlerine şöyle devam etti; “Burada bahsetmemiz gereken en önemli komplikasyonlar, damarda genişlemeye bağlı ortaya çıkan ani yırtılma ile oluşan kanama ve damarı oluşturan tabakaların birbirinden ayrılması sonucu oluşan dolaşım bozukluğu olarak tanımlayabileceğimiz ‘diseksiyon’ durumudur. Yakın zamanda ünlü sanatçımız Oya Aydoğan’ı aort diseksiyonu nedeniyle kaybettik. Her iki durum da acil ameliyat gerektirmekte ve ölüme yol açabilmektedir. Bu nedenle aort anevrizmasının gerek teşhisi gerekse yerinde müdahalesi büyük önem taşımaktadır. ADÜ Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği’nde kalp ameliyatlarının yapılmaya başlandığı 1999 yılından itibaren bu tip hastalıkların tedavi ve ameliyatları gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda yalnızca son üç yıl içinde kliniğimizde aortun göğüs kafesi içindeki bölümünde oluşan yırtılma nedeniyle otuzdan fazla hastanın ameliyatı gerçekleştirilmiştir.” (Merve DANIŞMAN)