Takip Et

SON DAKİKA

Hemoroid tedavisinde yeni yöntem

13 Kasım 2017, Pazartesi 18:33

     


Ankara’da yıllarca çalışıp, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde görev yaptıktan sonra Ege Liva Hastanesinde göreve başlayan ve Genel Cerrahi bölümünün açılmasında büyük katkısı olan başarılı doktor Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Murat Kanlıöz, Aydın’da çok kullanılmayan yöntemleri, şehirde hizmete sunacağını söyledi.

 

KIL DÖNMESİ TEDAVİSİNE FARKLI YÖNTEM

Halk arasındaki adıyla ‘kıl dönmesi’, bilimsel adıyla ‘Pilonidal Sinüs’ olarak bilinen hastalığın, acısız ilaçlı tedavisinin de olduğunu fakat pek kullanılmadığını ifade eden Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Murat Kanlıöz, ameliyatsız tedavi imkânı sunduklarını söyledi. 5 seans süren bu tedavinin sonunda 3 hafta bekleme süresinden sonra hastanın durumunu tekrar incelediklerini ve sonuç almanın yüzde 60 olduğunu belirtiyor.

 

HEMOROİD TEDAVİSİNDE ANESTEZİ GEREKTİRMEYEN CİHAZ

Hemoroid tedavisinde de teknolojik cihazların ve modern yöntemlerin olduğunu ifade eden Kanlıöz, "Hemoroid için Aydın’da band ligasyon tedavisi uyguluyoruz. Bu tedavinin özel bir cihazı var. Bir bant tabancası ile ağrısız ve sızısız bir şekilde hastanın varolan kanaması durdurulur. Anestezi ve lokal anesteziye ihtiyaç duyulmaz. Kanayan iç hemoroitte kullanılan bir yöntemdir" dedi.

 

İÇ HEMOROİD İÇİN TEDAVİ YÖNTEMİ

Hemoroid hastalığının kanser ile karıştırılmaması gerektiğini belirten Kanlıöz, "Aynı zamanda ligasure ile uyguladığımız bir tedavi yöntemi de mevcuttur. Özellikle dış hemoroid teşhisinde kullanıyoruz. Toplam müdahale on saniyedir. Dikiş yok, acı yok, sızıntı ve kanama yok. Doku yapıştırması yöntemi ile uygulanıyor" dedi.

 

KANSERDE ERKEN TEŞHİSİN ÖNEMİ

Kanser hastalığının erken teşhisinin öneminden bahseden Kanlıöz, "Dünya’da ve Türkiye’de kardiyovasküler hastalıklardan sonra ölümler en fazla kanserden dolayı gerçekleşiyor. Kanserlerde de bir numaralı ölüm sebebi akciğer kanseridir. Kalınbağırsak, mide ve meme kanseri genel cerrahi alanına giriyor. Bu kanserler aslında korunulabilir hastalıklar grubu içerisindedir. Engellemeyeceğimiz şeyler de var ancak hastaları bilgilendirerek engelleme durumu da söz konusu olabilir" dedi.

 

Kanseri nasıl önleyebiliriz sorusuna kimyasallardan uzak durulabilir diyerek tavsiyelerde bulunan Kanlıöz, "Beslenmemizi kendimiz düzenleyebiliriz. Bazı gıdaları daha az tüketerek dengeyi sağlayabiliriz. Örneğin yağlı beslenen kadınlarda meme kanseri daha sık görülür. Kilosu fazla olan, doğum yapmamış ve radyasyona maruz kalmış kadınların da meme kanserine yakalanma durumu söz konusudur. Meme gelişimi başladıktan sonra düzenli olarak yıllık meme muayenesi olunması gerekiyor. Kadınların kesinlikle meme muayenesini kendileri yapabilmeli. Kadınlar vücutlarını kesinlikle iyi tanımalıdır. Mesela 14 yaşına geldikten sonra tüm hanımlar bu muayeneyi kendine yapabilmelidir. Temel sıkıntımız koruyucu hekimliği yapamıyor olmamızdandır. Bizim sistemimizde tedavi edici hekimlik daha ön planda" dedi.

 

14 YAŞINDAN SONRA KONTROL ŞART

Kadınlarda 14 yaşından sonra şikâyeti olmasa bile düzenli meme muayenesi kontrolü yapılması gerektiğini vurgulayan Kanlıöz, "Anne, anneanne, teyze ve teyze kızında veya babada tespit edilirse yine aynı şekilde 10 yıl öncesine giderek tedaviye başlanmalıdır. Hiçbir şikâyeti olmasa bile sağlıklı bir bireyin her beş yılda bir endoskopi ve kolonoskopi yaptırması gerekmektedir şeklinde tavsiyelerde bulunuyor." (HATİCE HOŞ) 







 
Son Eklenen Haberler