Takip Et

SON DAKİKA

Nükleer Tıp'ta radyasyondan korkmayın

9 Şubat 2016, Salı 10:10

     


Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı’nda görevli Yrd. Doç. Dr. Arzu Cengiz, bölümle ilgili bilgiler vererek, nükleer tıp tetkiklerinde alınan radyasyon dozlarının çok düşük olup, ileri dönemlerde radyasyona bağlı bir etkinin söz konusu olmadığına dikkati çekti.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Nükleer Tıp’ın radyoaktif maddelerin hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanıldığı bir tıp branşı olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Arzu Cengiz, şöyle konuştu:

“Vücut içine verilen bu radyoaktif maddeler, gama ve pozitron ışıması yaparlar ve özel bazı cihazlar ile organ sistemlerinin fonksiyonlarının görüntü olarak kaydedilmesine olanak sağlarlar. Nükleer Tıp’ta kullanılan bu radyoaktif maddelerin herhangi bir yan etkisi ve alerjik etkileri yoktur. Nükleer Tıp tetkiklerinde alınan radyasyon dozları çok düşüktür ve ileri dönemde radyasyona bağlı bir etki söz konusu değildir. Yeni doğan döneminde dahi bazı görüntülemeler yapılabilmektedir. Sadece (özel durumlar dışında) hamilelere Nükleer Tıp tetkiki yapılmaz. Tetkik sonrası bol su içilmesi ve sık idrara çıkılması alınan radyasyon dozunu azaltmak için önerilmektedir.”

Nükleer Tıp’ta görüntüleme için kullanılan cihazların gama kamera ve PET/BT olduğunu söyleyen Cengiz, bu cihazların hastaya verilen radyoaktif maddelerin yaptığı ışımaları görüntü haline getiren özel cihazlar olduğunu bildirdi.

“HEM TANI HEM TEDAVİ”

Nükleer tıp yöntemleri ile verilen radyoaktif maddenin organ tarafından tutulum oranı ve vücuttan temizlenme miktarı göz önüne alınarak organın fonksiyonu hakkında bilgi sahibi olunduğunu belirten Arzu Cengiz, sözlerine şöyle devam etti:

“Örneğin Nükleer Tıp; kalp, beyin veya böbreklerdeki kan akımı miktarını veya iskelet sistemi içinde tümöral dokunun yayılım alanlarını gösterebilir. Nükleer Tıp’ta, tanısal görüntüleme dışında tedavi uygulamaları da yapılmaktadır. Bunlardan en çok kullanılanı ‘zehirli guatr’ olarak bilinen hipertiroidi hastalarında ve tiroidin bazı kötü huylu tümörlerinde uygulanan Radyoaktif iyot yani atom tedavisidir. Bunun dışında prostat kanserinde ve ağrılı kemik metastazlarının tedavisine yönelik uygulamalar da yapılmaktadır.”

RADYASYON DOZU RÖNTGENDEN DÜŞÜK

“Nükleer Tıp’ta nispeten yeni bir görüntüleme tekniği de PET/BT’dir” diyen Cengiz, şunları söyledi:

“PET/BT’nin kanser hastalarının tanısında, tedavinin etkisinin değerlendirilmesinde ve hastalığın sıçramasının tespitinde kullanılmaktadır. Kısaca ‘radyoaktif şeker’ olarak tarif edebileceğimiz özel radyoaktif maddelerle tümör hücrelerinin görüntülemesini sağlar. Sonuç olarak Nükleer Tıp’ta yapılan tetkikler oldukça güvenli ve yapılması kolay tetkiklerdir. Hastanın alacağı radyasyon dozu radyolojik tetkiklerden (röntgen, bilgisayarlı tomografi) daha fazla değildir hatta düşüktür.” (GAMZE KORKMAZ)







 
Son Eklenen Haberler