Takip Et

SON DAKİKA

El dokuması kıl çadırcılık fabrikasyona yenildi

24 Ekim 2016, Pazartesi 07:00

     


Bozdoğan'ın Olukbaşı Mahallesi'nde tek kıl çadır ustası kaldı.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Bozdoğan’ın kuşaktan kuşağa geçen geleneksel el sanatlarından kıl çadırı dokumacılığı, yerini fabrikasyon üretime bıraktı. El tezgahlarında keçi kılından kıl çadır dokunan 900 nüfuslu Olukbaşı Mahallesi’nde eskiden her evde dokuma tezgahı bulunurken günümüzde bu işi sürdüren bir usta kaldı. Mahallede açılan 4 fabrikada dokunan elyaf karışımlı naylon çadırlar, ülke içindeki talebi karşılamakla kalmayıp Arap ülkelerine de ihraç ediliyor.

HER EVDE EN AZ İKİ ELDE DOKUMA TEZGAHI VARDI

Eski adıyla 'Biresse' adıyla bilinen ve yaklaşık 2 bin yıllık geçmişi olan Olukbaşı Mahallesi’nde kuşaklar boyunca babadan oğula geçerek süregelen geleneksel el dokuma kıl çadırcılığı devam ettiren, evli ve 3 çocuk babası, 62 yaşındaki Dursun Öztaban, 7 yaşında girdiği 'düven' adlı tezgahında halen kıl çadır dokumaya devam ettiğini belirterek, ''Olukbaşı’nın önemli geçim kaynaklarından olan kıl çadır da halıcılık, kilimcilik gibi teknolojiye yenik düştü. Benim dışımda el dokumacılığı yapan neredeyse kalmadı. Eskiden her evde en az 2-3 üç dokuma tezgahı vardı. Bin 300 nüfusu olan köyde 2 binin üzerinde el tezgahı çalışırdı. Köyün en önemli geçim kaynağı dokumacılıktı. Her evden dokuma sesleri yükselir, yediden yetmişe herkes dokumacılık yapardı. Kadınlar 90 yaşına da gelse ölünceye kadar keçi kılını önce tarayıp ardından ip yumağı haline getirmek için kirmanla eğerdi. Şimdi hazır gelen ip yumakları kullanılıyor. El sanatı dokuma bitti. Ancak özel sipariş gelirse dokuyoruz. El sanatını öldürmek için makineyle üretime geçtiler” diye konuştu.

KADINLAR ÇALIŞMAKTAN TIĞ GİBİYDİ

Eskiden kadınların 25 metre uzunluğundaki yolda kirmen ile ip yumağı yapmak için günde 500 defa gidip gelerek tığ gibi zayıf kaldığını, günümüzde ise artık ip eğirmedikleri için kilo alarak şişmanladıklarını öne süren Dursun Öztaban,“ Bir tane şişman kadın yoktu. Kadınlar gün boyunca 25 metrelik yolu 500 kez kat ederek mekik dokur, sürekli gel git yaptıklarından hiç kilo almazdı. Şimdi ip yumakları hazır geliyor. Kirmenle eğirme bitince kadınlar şişmanlamaya başladı” dedi.

ARAPLARDA FABRİKASYONA YÖNELDİ

Metresi 30 liradan satılan el dokuması kıl çadırın fiyatı, büyüklüğüne göre değişirken iki oda büyüklüğündeki bir kıl çadırın yaklaşık 3 bin 500-4 bin liraya mal olduğunu, makine ile üretilen çadırın ise metresi 12 liradan satıldığı için daha çok talep gördüğünü anlatan Öztaban, “Benim 40 günde dokuduğum bir çadırı, makine iki saatte dokuyor. Hem seri üretim hem de fiyatı açısından daha uygun olduğu için Araplar da elyaf karışımlı olarak makinede dokunan kıl çadırı tercih ediyor. Halbuki elde dokunan kıl çadırın ömrü, güve ve nemden korunduğu takdirde en az 20 sene. Makinede dokunan ise bir, bir buçuk sene dayanır. Naylon karışımlı dokudukları için güneşe fazla gelmez” dedi.

HER TÜRLÜ İKLİM KOŞULUNA UYGUN

Arap şeyhlerini bahçelerini süsleyen kıl çadırların, dışarıdaki iklim koşullarını içeriye yansıtmadığı belirten Öztaban, kıl çadırın yazın serin kışın sıcak tuttuğunu, yağmur geçirmediğini, rüzgar ve kum fırtınalarına dayanıklı olduğunu, ayrıca sinek, böcek, akrep, yılan gibi hayvanları da içerisinde barındırmadığını, bu yüzden Araplar tarafından daha çok tercih edildiğini söyledi. (GÜLAY ÖZTEKİN)

BİR RÜYAYI YAŞAMAK İÇİN İZLEYİN







 
Son Eklenen Haberler