Takip Et

SON DAKİKA

Turizmciler sektör çalışanları için bir araya geldi

28 Kasım 2016, Pazartesi 14:41

     


Turizm çalışanlarının haklarını ve güvencelerini garanti altına almak, turizmde en iyi hizmeti sunabilmek amacıyla başlatılan, 'Turizm Sektörü Çalışanları Geleceğe Güvenle Bakıyor' projesinin toplantısı, Kuşadası'nda gerçekleştirildi. Turizm temsilcilerinin, ekonomistlerin ve Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı'nın katıldığı toplantıda, çalışanların haklarının yanı sıra, turizmin de sorunları konuşuldu.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Ekonomistler Derneği, TURSAB, Nişantaşı Üniversitesi ve Kuşadası Belediyesi'nin işbirliğiyle yürütülen 'Turizm Sektörü Çalışanları Geleceğe Güvenle Bakıyor' projesinin ilk toplantısı Kuşadası Efes Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Ekonomist ve turizm temsilcilerinin katıldığı toplantıda 'Turizm Sektörü Çalışanları Geleceğe Güvenle Bakıyor' projesinin detayları anlatıldı. Türkiye'de kayıtlı istihdamın artmasına katkı sağlamak, Kuşadası başta olmak üzere tüm turizm bölgelerinde kayıtlı istihdamın oluşmasına yönelik modeller oluşturmak amacıyla başlatılan çalışmanın amacının, hizmet kalitesini artırmak olduğu belirtildi.

Toplantıya katılan Ekonomistler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Oğuz Demir, Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini ifade ederek şu açıklamalarda bulundu:

"Türkiye'de şu an itibariyle birkaç şeyi söylemek çok zor. Bunlardan ilki Avrupa Birliği. Son günlerde Avrupa Birliği Parlementosu ile yaşanan itişmeler, kakışmalar ortada. Böyle bir süreçte Avrupa Birliği'nden söz etmek çok güç. İkincisi turizm, bu sektörde ise bu yıl içerisinde yaşanan gelişmelerden dolayı ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Türkiye'nin kendi içinde yaşadığı iniş çıkışlardan dolayı, dünyaya olumlu bir mesaj verdiği söylenemez. Bir tarafta Suriye meselesi ve Türkiye'nin sınırları içerisinde bulunan göçmenler. Konjoktürel anlamda bizi önümüzdeki 10 yıllık süreçte meşgul edecek konular. Çevremizde olan bunca olaya dikkat vermişken kendi içimizdeki yangının farkında değiliz. Bahsedilmemesi gereken üçüncü konu ise ekonomi. Eskiden şöyle derdik; döviz kurları biraz değer kazandığı zaman, iş dünyasının elini güçlendirecek hamleler yapılırdı. Çünkü ekonomide her şeyi mükemmel yapamazsınız. Son bir yıllık verileri incelediğimizde, her konuda düşüş yaşadığımızı görüyoruz. 2015 yılına göre 2016 yılında paket tur satışlarında yüzde 51'lik bir düşüş söz konusu. Bu oran çok ciddi bir rakam. Tüm bu olumsuzluklar, sadece turizm sektörü için geçerli değil. Tüm sektörlerde bu tarz sıkıntılar yaşanıyor."

"BİSİKLETİN PEDALLARI ŞU AN DÖNMÜYOR"

"Bu durgunluğun Türkiye gibi ülkelerde tolere edilmesi söz konusu değil. Çünkü biz bisiklet üzerindeki ülkelerdeniz. O pedal sürekli dönmek zorunda. Pedal dönmediği zaman ise düşerseniz. Türkiye artık pedalı çevirmemeye başladı. Bu tip dönemlerde gelişmekte olan ülkeler görünmez olmak zorunda. Dünyada olan çalkantılara çok fazla dahil olunmaması gerekir. Böyle dönemlerde para güvenli yerlere gider. Türkiye'nin döviz hesaplarında 200 milyar dolar parası var. Sadece borsada 40 milyar dolar yabancı sermaye var. Parayı kaçırdığınız zaman döviz kurunu durduramazsınız. Son yaşanan olaylardan Türkiye en fazla para kaybeden ülkedir. Diğer ikisi ise, Brezilya ve Afrika. Bunların ortak yönü ise, kendi içinde yaşadığı sıkıntılar."

"5 MİLYON GENCİMİZ KAYIT DIŞI"

"Bizim yapmaya çalıştığımız şey ise bir dönem Türkiye'nin en büyük sorunları arasında yer alan kayıt dışı işçi konusu. Son açıklanan rakamlara göre Türkiye'de yaşayan 19-29 yaş arası 5 milyon genç ne okuyor ne de çalışıyor. Biz Türkiye olarak her zaman genç nüfusumuzla övünen bir ülkeyiz. Fakat rakamlar bize gençlerin olması gerektiği yerde olmadığını gösteriyor. Artık dövünmek ve kayıpları konuşmak yerine, uzun vadeli planlar yapmamız gerekiyor. İleriye bakarsak belki bu süreci değiştirebiliriz."

"TURİZM SEKTÖRÜ TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİNDE ÇOK BÜYÜK BİR PAYA SAHİP"

2016 yılı turizm sezonunun oldukça zor geçtiğini ifade eden TURSAB Kuşadası Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Fahrettin Çiçek, "Türkiye'nin içinde bulunduğu güncel sorunları aşmak için çalışmalarımıza devam etmek zorundayız. Turizm, dünyanın en hızlı gelişen sektörlerinden birisi. Tüm veriler bize turizmin sektöründeki büyümenin daha da artacağını gösteriyor. Bölgemizde yaşanan gelişmelerden dolayı, bu her ne kadar mümkün gibi durmasa da yeni trend bu yönde ilerliyor. Biz de bu trendin içinde yerimizi almak zorundayız. 2015 yılı içerisinde Türkiye turist sayısı açısından dünya altıncısı, turist geliri açısından 12'nci sırada yer alıyor. Türkiye'de yapılan yatırımlar ve tanıtımlar bizi başarıya ulaştıran ana faktörler. Ülkede barışın ve huzurun turizmde ivmeyi nasıl yükselttiğini gördük. Umarız ki, o günlere en kısa sürede tekrar geri döneriz. Ancak 2016 yılı içerisinde sektör dışında yaşanan gelişmelerin, sektörü olumsuz etkilemesi belirli düşüşlere neden oldu. 2016 yılı içerisinde, gelen turist sayısı açısından yaklaşık yüzde 31'lik bir düşüş yaşadık. Kazançtaki düşüş daha yüksek. Çünkü rekabeti artırmak için fiyatlarda ciddi indirimler yapmak zorunda kaldık. Dolayısıyla gelirlerdeki düşüş daha fazla oldu. Ancak yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen geleceğe umutla bakmak zorundayız. Bu umudumuzu yeşerten gelişmeler var. En önemlisi Rusya krizinin aşılması ve o destinasyonda bulunan turistlerin tekrar Türkiye'ye gelecek olması önemli bir gelişme. Turizmin ülke ekonomisine katkısına gelince, dış ticaret gelirleri açısından bakacak olursak, 2015 yılı içerinde turizm, ihracat gelirinin yaklaşık yüzde 21'ini karşıladı. Türkiye'nin dış ticaret açığının yüzde 49.7'si turizm sayesinde kapandı. Yaşanan gelişmelere paralel olarak hedefler koymak zorundayız. Turizmi sağlık, kongre ve birçok alana yayarak çeşitlendirmeler yapmak zorundayız. Kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapmalıyız. 2023 yılına kadar ulaşmamız gereken hedefimiz, 50 milyon yabancı, 35 milyon yerli turist ve kişi başına bin dolar harcama olmalı. Tüm bunlarla birlikte Türkiye'ye gelen turistler her türlü güvenceye sahip kişilerden hizmet almak istemektedir. Avrupa Birliği'nin de bu yönde ciddi çalışmaları bulunmaktadır. Biz de bu sebepten dolayı, her türlü sosyal güvenceye sahip ve iyi çalışan personelle çalışmak zorundayız. Unutmayalım ki eğer çalışanımızı memnun edemezsek misafirimizi memnun etmek mümkün değil. Elimizde en büyük sermayemiz olan istihdamı, iyi değerlendirmek zorundayız" dedi.

"KUŞADASI'NDA KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN YOK DENECEK KADAR AZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"

Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı, "Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden olan Kuşadası'nda turizmin önemi kadar, turizm çalışanlarının da önemi vardır. Bu sebepten dolayı, 'Turizm Sektörü Çalışanları Geleceğe Güvenle Bakıyor' projesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu projenin en önemli yanı ise işverenler her ne kadar bu konuyu sevmese de çalışanların sosyal güvenceleri ve haklarıdır. İşverenler çalışanlarına gerekli hakları ve güvenceleri sağladığı takdirde, karşılığını en iyi hizmet olarak alacaktır. Turizmin, ülke ekonomisine olan katkılarını ve Kuşadası için olmazsa olmaz olduğunu göz önünde bulundurursak iyi hizmet kavramının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kuşadası'nda sosyal güvencesiz olarak personel çalıştıran ya da çalışanın hakkını vermeyen işletme olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Kuşadası hem hizmet hem de çalışanına verdiği değer konusunda bu engelleri aşmış durumda. Turizmde sıkıntılı bir yılı geride bıraktık. Bu sürecin hemen geçmesini beklemek doğru olmaz. 2017 yılı içerisinde de benzer sıkıntılar yaşanacaktır. Fakat çok büyük bir olay olmadığı takdirde 2018-2019 yılları içerisinde bu sürecin üstesinden geleceğimizi düşünüyorum. Biz yerel yöneticiler olarak, gerek tanıtım, gerekse hizmet konusunda elimizden gelen her şeyi yapacağız" diye konuştu. (MEHMET ÇALIK)

BÖLGENİN EN BÜYÜK REZİDANS PROJESİ: GOLD TOWERS...

 







 
Son Eklenen Haberler