Takip Et

SON DAKİKA

“İnsanlar mutlu oldukları için arayış içine girmiyorlar”

27 Şubat 2021, Cumartesi 15:00

     


İş İnsanı Abdullah Aydoğan, “Ege’de sanayiden ziyade tarım ağırlıklı bir ticaret dönüyor. Aydın’daki en büyük gözlemim insanların burada mutlu olduğunu görmemdir. Aydın insanı mutlu ve ben bunu hayranlıkla izliyorum. İnsanlar mutlu olunca zaten kazanır. İnsanlar mutlu oldukları için de başka bir arayışın içine girmiyorlar” dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

tvDEN ekranlarında hafta içi her gün yayınlanan Gazeteci Emin Aydın’ın hazırlayıp sunduğu Emin Aydın’la Baş Başa’nın konuğu, uzun yıllar eczacı kalfalığı yapan İş İnsanı Abdullah Aydoğan oldu. Aydoğan, Eczacılığın eskiden daha zor şartlar altında yapılan bir meslek olduğunu belirterek, “Eskiden eczaneler halkın gidebileceği tek noktaydı. Eczacılar her şeyi bilirdi, hastalar eczacıya her şeyi anlatabilirlerdi. Hastaların doktora gitmelerine de gerek kalmıyordu” ifadelerini kullandı.

“AYDIN’DA İNSANLAR MUTLU”

Ege Bölgesi’nde tarım ağırlıklı bir ticaret anlayışının olduğunu belirten Aydoğan, “Ege’de sanayiden ziyade tarım ağırlıklı bir ticaret dönüyor. Aydın’daki en büyük gözlemim insanların burada mutlu olduğunu görmemdir. Aydın insanı mutlu ve ben bunu hayranlıkla izliyorum. Müşteri ağırlığım İzmir, Manisa, Balıkesir, Bursa. İnsanlar çok mutlu olunca hırsa kapılmıyorlar, yani daha çok kazanma telaşı olmuyor. Bizim Anadolu’da durum böyle değil, daha çok kazanma anlayışı var. İnsanlar mutlu olunca zaten kazanır. İnsanlar mutlu oldukları içinde başka bir arayışın içine girmiyorlar. Aydın’ın ürünlerine çok talep var. Oğlum gıda mühendisi, gıdayla ilgili bir iş kurmayı planlıyoruz. Bir şarküteri açacağız ve içeriğinde sadece Ege yöresine ait ürünler olacak” dedi.

“ECZACILIK ESKİDEN DAHA ZORDU”

Eczacılığın eskiden daha zor olduğunu vurgulayan Aydoğan, “Ben laboratuvarda yetiştim. Biz bu konuda alaylıyız. Daha sonra ben okula devam ettim ve Sağlık Kurumları İşletmeciliğini bitirdim. Eskiden eczaneler halkın gidebileceği tek noktaydı. Eczacılar her şeyi bilirdi, hastalar eczacıya her şeyi anlatabilirlerdi. Hastaların doktora gitmelerine de gerek kalmıyordu. O zamanlar daha doğrusu ilaç yoktu ve biz formül yapardık. Doktorlar formülü yapardı, laboratuvarda da ilacı biz yapardık. Yani o zamanlar ilaç tedavisi çok iyiydi. Ben üç sene laboratuvarlardan dışarı çıkmadım. Bizim Kayseri’deki eczanemiz ve laboratuvarımız çok büyüktü, hammadde şişelerini gözüm kapalı bulurdum. İlaç olmadığı için ilacın farklı çeşitlerini biz yapardık. Tansiyon, iğne yapardık yani akla gelen her şeyi biz yapardık. Bizim işi öğrendiğimiz kalfalarımız vardı, dört adımda doktorun reçetesini okuyabilirlerdi. Zaten doktorun reçetesini okuyamayan kalfa olmazdı. Giyiminden kuşamına kadar her şey çok disiplinliydi. Şu anda bakıyorum eczanelere ilacın ne olduğunu bilmiyorlar. Yani eczacılık kutsal bir meslek ama şu anda market oldu, okutuyorsunuz ilacı veriyorsunuz” diye konuştu.

“KOKUSUZ ÇEMENİ 23 BAHARATLA YAPTIM”

Aydoğan, “Pastırmanın üzerindeki çemeni Türkiye’de herkes çok sever ama kimse yiyemez. Bunun sebebi ise bir gün sonra vücutta koku yapmasıdır. Çemenin içinde boyot dediğimiz gerçekten boy uzatan bir ot vardır. Çok faydalı bir ottur bu, terletir ve vücuttaki toksinleri atar. Kokusundan dolayı insanlar yemezler. Ben bunun üzerinde çalıştım, 2008 yılında patentini aldım. İsterseniz bir kilo yiyin bir gram kokusu yok. Başka bir otla o kokuyu yok ettik. Ben bunu 23 tane baharatla yaptım. İlaç diyemeyiz, ilaç deme şansımız yok. Bu çemenin kokusunu gidermek için evde hanımla bunun üzerinde uğraşarak 23 baharatla geliştirdim. İçerisinde bir gram kimyasal yok. Biz bunu geliştirdik, buraya kadar getirdik, şimdi oğlum gıda mühendisi oldu onu bekliyorduk ona teslim edeceğim artık” ifadelerini kullandı. (AYHAN BOĞATARAN) 







 
Son Eklenen Haberler