“ Kendi yönünü bulamayan kişi için “yol” yoktur. – bir sürüklenmedir bütün “yürüme”si
Yola bir kez çıkmış kişi, dursa bile artık, hep, yolda kalacaktır.”
                                                                                                              Oruç Aruoba

Eski Doğanbey Köyü :

 Dilek Yarımadası Milli Parkı sınırları içinde delta ve Ege denizinin güzel manzarasına karşı konumlanmış Eski Doğanbey köyü vardır.

M.Ö. 7.yy'dan günümüze uzanan bir geçmişe sahiptir. Yakın çevresinde; eski gümrük binalarının olduğu Karina bulunmaktadır. 

1924'e kadar Rumların yaşadığı bir köydür. Eski adı Domatia olan Doğanbey köyü, eski bir Rum köyü. 1924 yılındaki mübadelede Rumlar köyü terk etmiş, Selanik göçmenleri gelmiş ve 1985 yılında köy tamamen boşaltılmıştır. Doğanbey köyü  Eski Doğanbey ve Yeni Doğanbey olarak 2'ye ayrılmaktadır. Gezilecek yer eski olanı. Domatia olarak da geçiyor köyün ismi. 

Domatia'daki, yani Eski Doğanbey'deki Rum evleri aslına sadık kalmak koşulu ile restore edilmiştir. Burası, tarihi dokuyu korumayı amaçlamış zenginlerin yaşadığı bir köy haline gelmiştir. Sırtını dağa yaslamış mimari harikası taş evler, aynı zamanda deniz manzaralı. Sokaklar arnavut kadırımlı ve bahçeler bakımlıdır.

Ulaşımı:  Söke'den Didim-Milas-Bodrum karayoluna çıkıp ilerlerken Priene ile Eski Doğanbey'i gösteren tabelaları göreceksiniz ve bu yola sapıp devam ettiğinizde Güllübahçe'ye ulaşacaksınız.

Güllübahçe beldesi mübadele öncesinde Türklerin ve Rumların ortak yaşadığı bir kasabaymış ve bu kasabanın tepe noktası eskiden Gelebeç olarak adlandırılmış. Gelebeç’de Rumlar Aziz Nikolas (Demreli meşhur Noel Baba) adına bir kilise inşa etmişler.

Güllübahçe'yi geçince Didim-Prine sapağına geleceksiniz. Didim'i işaret eden yolu (Didim eski karayolu) takip edeceksiniz ve Atburgazı'nı geçip Tuzburgazı-Doğanbey'i gösteren tabelalardan saparak devam ettiğinizde Tuzburgazı'nın içinde bulunan Doğanbey tabelasını göreceksiniz.

Eski Doğanbey köyüne sapmadan yolu takip ederseniz, yolun sonunda Karina'ya ulaşırsınız.

Yanı başımızdaki bu güzellikleri - geç kalmadan - keşfedelim.

YOLCULUK ŞİİRLERİ

i

bir kere ben
çok uzun bir tren yolculuğunda
evimdeki yatağımı düşünüp
uyuyamamıştım.
bu gece neden uyuyamıyorum
evimdeki yatağımda?

ii

meğer ne tuhaf şeymiş
kavuşmak!
şimdi ben
uzak ülkelerin birinde
çocuk bahçelerine oturmuş,
ya da üçüncüsünde bir trenin
limon, üzüm, portakal
yerken yanımdakiler,
ya da
yağmurlu bir gece yarısı
bir garda
tren beklediğim zaman
kavuşmayı düşünemeyeceğimden korkuyorum.

                                             Melih Cevdet Anday (VELİ YALÇIN)