AyFm 100.5
  • 19 Temmuz 2025, Cumartesi 16:13

50 yıllık tezgahta bir ömürlük emek

Aydın’ın Efeler ilçesinde, Birinci Sanayi Sitesi’nin tozlu yolları arasında, zamanın izlerini taşıyan bir atölyede 50 yıllık bir emek öyküsü devam ediyor. O tezgâhın başında, mesleğine ilk günkü hevesle bağlı bir usta var: Ahmet Açar. 65 yaşındaki Açar, çıraklıkla başladığı tamircilik yolculuğunu “bu memleketin alın teri” olarak tanımladı.

“ÇIRAKLIKLA BAŞLADIM, 50 YILDIR BURADAYIM”

Tamirci Ahmet Açar, mesleğe adım atışını “Ben Ahmet Açar, tamirciyim. Aşağı yukarı 30-40 senedir çalışıyorum. Çıraklığımla beraber 50 yıl oldu,” sözleriyle özetliyor. Dile kolay, yarım asırlık bir meslek hayatı. Bu sürede sanayinin ve toplumun büyük değişim geçirdiğini söyleyen usta, artık eski sanayi kültüründen eser kalmadığını vurguladı.

“ÇIRAK GELMİYOR ARTIK, 10 SENE SONRA BİTER”

Açar’a göre sanayinin en büyük sorunu yetişen eleman olmaması. Eskiden okullar kapanınca çocukların babaları tarafından “bir şey öğrensin” diye sanayiye getirildiğini söyleyen Açar, “Şimdi ne gelen var, ne heves eden. Gençler telefonla büyüyor. 10 sene sonra bu iş biter,” dedi.

ZİRAİ MAKİNELER, MOTOR BAKIMI

Günümüzde daha çok motor ve zirai makinelerin bakımını yaptığını belirten Ahmet Usta, branşlaşmanın sanayide net çizgilerle ayrıldığını aktardı. Bisiklet gibi işler için “bizim iş değil” diyerek, “herkesin branşı ayrı” ifadelerini kullandı. Ama mesleğe olan tutkusu ilk günkü gibi: “Araba merakı vardı. Heves vardı. O zamanlar başka bir sevgiydi.”

“SANAYİSİZ ÜLKE OLMAZ AMA BÖYLE DE GİTMEZ”

Ahmet Açar, sanayinin stratejik önemine işaret ederek, artan maliyetlerin küçük esnafı zorladığını dile getirdi: “Sanayisiz ülke olmaz ama bu gidişle fazla dayanmaz. Ayda 50 bin lira gider var. Bağ-Kur’u, çalışanın sigortası derken bir ay boş geçse açık verirsin.”

“BU MEMLEKET GÜZEL AMA KIYMET BİLEN AZ”

Usta, sadece sanayiye değil, memleketine de bağlı. “Bu memleket bizim. Güzel memleket ama susuzluk, pahalılık aldı başını gidiyor. Çiftçilik bitmiş. Köylü geliyor, dert yanıyor. Bizim elimizde bir şey yok,” diyerek tarım ve kırsal hayatın da alarm verdiğini ifade etti.

“HAVALAR DENGEDE DEĞİL, ÇALIŞMAK ZOR”

İklim krizinin sanayi esnafı üzerindeki etkisine de değinen Açar, “Havaların dengesi bozuk. Çalışmak zor. Vantilatörle idare ediyoruz,” diyerek, artan sıcaklıkların iş yapmayı güçleştirdiğini vurguladı.

“ELEMANLAR YAZMIŞ, GÜLDÜK GEÇTİK”

Ahmet Usta’nın atölyesinde dikkat çeken bir yazı da var: “Çalışma saatleri: Güneş doğunca başlar, güneş batınca biter.” Yazının hikâyesini sorunca gülerek anlattı: “Elemanlardan biri yazmış. Müziplik işte. Ciddiye alan yok. Ama bıraktık dursun.”

“BU İŞİN KIYMETİNİ BİLEN KALDI MI?”

Ahmet usta hem sitem etti hem de uyardı:

“Bu memleket güzel memleket. Zorla alındı bu topraklar. Ama şimdi kıymet bilen az. Herkes şikâyet ediyor ama kimse sahip çıkmıyor. Böyle giderse esnaflık da, zanaatkârlık da tarihe karışır.” (HAZEL BAYIK)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.